Tony Blair: Kanlı Mirasın Gölgesinde Bir Tilki
Tony Blair: Kanlı Mirasın Gölgesinde Bir Tilki
Tarih, bazı isimleri kanla yazar. O sayfalarda, alın terinden çok gözyaşı vardır; umuttan ziyade ihaneti taşır. Tony Blair de bu isimlerden biridir. Onun adı anıldığında, zihinlerde Irak’ta dökülen kan, yıkılan şehirler ve yetim kalan çocuklar belirir.
Bir zamanlar İngiltere’nin parlak yüzü, genç ve enerjik başbakanı olarak sahneye çıkmıştı. Batı’nın sözde “özgürlük” ve “demokrasi” nutuklarının taşıyıcısıydı. Fakat bu parlak maskenin ardında bir sömürgeci geleneğin devamı, sahte vaatlerin tüccarı ve kan ticaretinin adamı gizleniyordu.
Irak’a Kurulan Tuzak
2003 yılında dünya, büyük bir yalanın pençesine düştü. Irak’ın “kitle imha silahları” olduğu iddiası, Blair ve ortağı George W. Bush’un dudaklarından düşmüyordu. Halbuki bunun bir masal, bir aldatmaca olduğunu bugün herkes biliyor. O yalanla kapılar aralandı, Irak işgal edildi.
Sonuç mu?
• Bir buçuk milyon insanın kanı döküldü.
• Kadim medeniyetlerin beşiği olan Bağdat, harabeye döndü.
• Irak, parçalanmış bir ülke, paramparça olmuş bir toplum, dinmeyen acılar diyarına çevrildi.
Ve Blair, bütün bunların mimarıydı.
Ortadoğu’da Ateşin Mimarı
Tony Blair yalnızca Irak’ta değil, bütün Ortadoğu’da kan ve gözyaşının izlerini bıraktı. “Demokrasi götürüyoruz” diyerek açtığı kapıdan, işgal orduları girdi; demokrasi değil kaos, özgürlük değil yıkım geldi.
Bugün Suriye’de süren yangının, Yemen’de bitmeyen gözyaşının, Filistin’de derinleşen işgalin zeminini hazırlayanlardan biri de yine oydu. Batı için sadık bir uşak, İsrail için sinsi bir dost, mazlum halklar içinse kanlı bir cellat…
Kanlı Tilkinin Yeni Oyunu
Ve bugün, tarih yine aynı oyunu sahneliyor. Gazze’de çocuklar açlıkla kıvranırken, anneler evlatlarının cansız bedenlerini kucaklarken, aynı Tony Blair bir kez daha sahneye sürülüyor. Bu kez Filistin’in yönetimine, Gazze’nin geleceğine sözde “barış elçisi” kisvesiyle getirilmeye çalışılıyor.
Oysa bu, tilkiye kümesi emanet etmektir.
Kanlı elleriyle Irak’ı harabeye çeviren, şimdi Gazze’yi de diz çöktürmek, teslim almak istiyor.
Tarihten İbret
Tarih bize gösteriyor ki; zalim, hangi maske ile sahneye çıkarsa çıksın, nihayetinde zulmünü icra eder. Firavun “ilahlık” iddiasıyla çıktı, Nemrud ateşi tutuşturdu, Hitler dünyayı kana buladı. Blair de aynı zincirin bir halkasıdır: Modern çağın tilki yüzlü Firavunu.
Son Söz
Tony Blair, ardında milyonların ahını, yetimlerin gözyaşını, yıkılmış şehirlerin enkazını bırakmış bir isimdir. Onu “barış” adına Gazze’ye getirmek, kanla yazılmış bir ismi umut defterine kaydetmek demektir.
Fakat unutulmamalı ki; zulmün ömrü sınırlıdır. Tarih, zalimleri birer ibret levhası kılar. Mazlumların duası, zalimlerin tuzaklarını boşa çıkarır.
Ve bir gün, Blair gibi isimler sadece kanla yazılmış kara sayfalarda kalacak; fakat Filistin’in sabrı ve direnişi, insanlığın onur levhasında altın harflerle yerini alacaktır.
******
Tony Blair’in Ortadoğu’daki rolünü, özellikle Irak işgali sürecinde bıraktığı kanlı mirası tarihi vesikalar, belgeler ve raporlarla destekleyerek yazayım. İşte makale:
Tony Blair: Irak’tan Gazze’ye Uzanan Kanlı Miras
Tarih, zulmün sahte gerekçelerle meşrulaştırıldığı zamanları çok gördü. 21. yüzyılın en karanlık sayfalarından biri de şüphesiz Irak işgaliydi. Bu işgalin mimarlarından biri, hatta en önde gelenlerinden biri İngiltere Başbakanı Tony Blair’di.
“Kitle İmha Silahları” Yalanı
2002–2003 yıllarında Blair ve dönemin ABD Başkanı George W. Bush, Irak’ın elinde “kitle imha silahları” bulunduğunu iddia ederek bütün dünyayı ikna etmeye çalıştı.
• Eylül 2002’de İngiliz hükümeti tarafından yayımlanan “Iraq’s Weapons of Mass Destruction: The Assessment of the British Government” adlı raporda, Saddam Hüseyin’in 45 dakika içinde kimyasal saldırı yapabileceği öne sürüldü. (Kaynak: UK Government Dossier, 2002)
• Oysa bu raporun daha sonra şişirilmiş, abartılmış ve sahte istihbarata dayalı olduğu ortaya çıktı.
2016 yılında yayımlanan “Chilcot Raporu”, Blair’in Irak işgalini gerekçelendirmek için gerçeği çarpıttığını açıkça belgeliyordu. Rapora göre:
• Blair, işgal kararını verirken hukuki zemini yok saydı.
• İngiliz kamuoyunu yanıltarak Irak’ın Batı için acil bir tehdit olduğu izlenimini verdi.
• Diplomatik yollar tüketilmeden savaş kararı aldı.
Bu, tarihe geçen bir devlet yalanıydı.
Irak’ın Bedeli: Kan ve Gözyaşı
2003 Mart’ında başlayan işgal, kısa sürede Irak’ı cehenneme çevirdi.
• Lancet Tıp Dergisi’nin 2006’daki araştırmasına göre, savaş ve şiddet nedeniyle Irak’ta 650 binden fazla insan hayatını kaybetti.
• Iraklı yetkililere göre 2003–2011 yılları arasında ölenlerin sayısı 1,2 milyonu aştı.
• Milyonlarca insan göç etmek zorunda kaldı, bir medeniyetin beşiği yıkıntıya dönüştü.
Irak’taki Amerikan askerleri kadar İngiliz askerlerinin de işlediği insanlık suçları bugün hâlâ uluslararası mahkemelerde tartışılmaktadır.
Ortadoğu’da Yanan Ateş
Blair yalnızca Irak’ta değil, Ortadoğu’nun geneline yayılan kaosun da sorumlularından biridir. Irak’ın işgali,
• Mezhep savaşlarının fitilini ateşledi.
• El Kaide ve daha sonra DEAŞ’ın doğuşuna zemin hazırladı.
• Suriye, Yemen ve Lübnan gibi bölge ülkelerinde domino etkisi oluşturdu.
Blair, görevinden ayrıldıktan sonra dahi “Ortadoğu Barış Dörtlüsü”nün özel temsilcisi olarak sahneye çıkarıldı. 2007–2015 yılları arasında “barış elçisi” kisvesiyle Filistin meselesine dâhil oldu. Ancak bu görevi boyunca İsrail’in çıkarlarını korumakla suçlandı. (Kaynak: Middle East Monitor, 2015)
Kanlı Tilkinin Gazze Planı
Bugün ise aynı Blair’in Filistin ve Gazze’nin geleceğinde rol alması için yeniden sahneye çıkarılması, tarihin ironisidir. Irak’ı harabeye çeviren, yüzbinlerce masumun kanına giren bir isim, şimdi Gazze’de barışın anahtarı olarak sunuluyor.
Oysa bu, tilkiye kümesi emanet etmekten farksızdır.
Tarihî İbret
Tarih bize defalarca gösterdi:
• Firavun halkını “düşman korkusu” ile kandırdı.
• Nemrud zulmünü meşrulaştırmak için tanrılık iddia etti.
• Hitler dünyayı “Alman güvenliği” yalanıyla kana buladı.
• Tony Blair ise “kitle imha silahları” yalanıyla Irak’ı yok etti.
Bugün Gazze’ye “barış” getireceğini söylemesi, tarihin en acı ironilerinden biridir.
Sonuç: Zulmün Ömrü Sınırlıdır
Tony Blair, Batı için bir “demokrasi kahramanı” gibi sunulsa da mazlum halkların hafızasında o, bir hain, bir kan tüccarı ve bir yalanın mimarıdır.
Chilcot Raporu’ndan, uluslararası insan hakları raporlarına kadar pek çok belge, onun suçlarını ortaya koymaktadır. Ve tarihin ibret levhasında Blair, adı kanla yazılmış bir figür olarak kalacaktır.
Filistin ve Gazze’nin kurtuluşu, Blair gibi tilkilerle değil; mazlumların sabrı, direnişi ve Allah’ın adaletine olan imanı ile gelecektir.
📌 Bu makale, doğrudan Chilcot Raporu (2016), İngiliz hükümetinin 2002 Irak dosyası, Lancet dergisi (2006) araştırması ve Orta Doğu raporları gibi belgelerle desteklenmiştir.
04/10/2025
Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com